Üniversitedeyken eskrim sporu ile ilgilenmiştim. Dört yıl boyunca antrenmanlar yaptık, çeşitli illerde maçlara, turnuvalara katıldık. Bu spor kulübü ile hayatıma girmiş pek çok dostumla hâlâ görüşürüz. Kulüp içinde daha yakın olduğumuz beş kişilik bir kızlar grubumuz vardı. İki epeci*(Narin ve İlkay), iki flöreci*(Özge ve Özge), bir de kılıççı*(Burcu). Özge, İlkay ve ben farklı zamanlarda evlendik. 2012 yazında bir öğrendik ki aynı zamanda anne olacağız. Hatta o kadar aynı zaman ki üçümüz de bebeklerimizi 2013 Mart’ının ilk yarısında bekliyorduk. Bu muhteşem bir tesadüftü. Pekçok güzel şey paylaşmıştık; ancak bu en büyük ve en önemlisi olacaktı.
Hepimiz ayrı şehirlerde olduğumuzdan hem eski arkadaşlar hem de yeni anne adayları olarak beşimizin aynı anda yazıştığı bir mesajlaşma grubu kurduk. Bir bakıma aramızda mikro çaplı Mart 2013 anneleri ve takipçileri forumu oluşmuştu. İkili, üçlü testler, şeker yüklemeleri yakın zamanlarda yapıldı. Her randevu öncesi ve sonrası heyecanımızı, endişelerimizi paylaştık. Sıra bebeklerin cinsiyetlerini öğrenmeye geldiğinde heyecan ve merak tavan noktadaydı. İlk önce öğrendik ki biz iki Özge’nin de erkek bebekleri olacak. İlkay’ın bebeği biraz çekingen çıktı, sonucun netleşmesi için biraz daha bekledik ve sonunda bir de kızımızın olacağını öğrenince çok sevindik. Artık beklentimiz bir adım öteye taşınmıştı. Hayallerimiz büyümüş, heyecanımız artmıştı. Sadece birer bebek değil Mert, Masal ve Rüzgâr’ı bekliyorduk.
Haftalar ilerledi. İş yerlerimizden doğum iznine ayrıldık. Bebeklerin hangi sırayla doğacaklarını tahmin etmeye çalışıyorduk. Son haftalarında Özge’de hamilelik şekerinden şüphelendiler. Neyse ki ciddi bir şey çıkmadı ama 39. haftada bebeğin suyu azaldığı için 5 Mart’ta doğumu suni sancı ile başlatacakları haberini aldık. Artık kimseyi uyku tutmaz olmuştu mesaj grubumuza günün her saati mesaj geliyordu. Sonunda 5 Mart’ta Florida saati ile öğlen vakti minik Mert’in dünyaya geldiği bilgisini aldık. Suni sancı ile normal doğum olmuştu. Özge’den bize “Epidural alın.” tavsiyesi geldi.
Doktorum ve ebemin yardımıyla sakin bir doğum oldu.
Oğlumun sesini duyduğumda ağlamaya başladım. Hemen yanıma koydular, çok güzeldi. Sonra hazırlayıp giydirmek için götürdüler. Doğumhanenin çıkışında bizimkilerin alkış ve aferinleriyle karşılandım. Odama döndüğümde saat 13:15 olmuştu. Yarım saat sonra oğlumu getirdiler. Emzirdim. Kendimi müthiş hissediyordum. Başından sonuna hiçbir anını unutmak istemediğim için evde kendime gelir gelmez doğumun tüm detaylarını kâğıda döktüm. Sanırım dokuz A4 sayfası dolusu yazdım.
Oğlumun sesini duyduğumda ağlamaya başladım. Hemen yanıma koydular, çok güzeldi. Sonra hazırlayıp giydirmek için götürdüler. Doğumhanenin çıkışında bizimkilerin alkış ve aferinleriyle karşılandım. Odama döndüğümde saat 13:15 olmuştu. Yarım saat sonra oğlumu getirdiler. Emzirdim. Kendimi müthiş hissediyordum. Başından sonuna hiçbir anını unutmak istemediğim için evde kendime gelir gelmez doğumun tüm detaylarını kâğıda döktüm. Sanırım dokuz A4 sayfası dolusu yazdım.
Sıra Masal kızımıza gelmişti. Artık Marmaris’ten gelecek güzel haberi bekliyorduk. Aramızda “Masal içeride süsleniyor.” esprileri bile yaptık. İlkay da Cuma günü kontrole gidip evine döndü. Cumartesi günü onu da düzensiz sancılar ziyaret etmeye başlamıştı. Ben Özge’nin tavsiyesini pekiştirerek epidurali önerdim. Beklemeye başladık. 10 Mart Pazar gününün ilk saatlerinde 02:00 civarı kızımızın doğduğu haberini aldık.
Bizim aylar süren toplu bekleyişimiz sona erdi. Artık bebeklerin bakımı, güzellikleri, sıkıntıları hakkında haberleşiyoruz. Anneliğe alışmaya çalışıyoruz. Onları büyütürken de ortak heyecan ve sıkıntıları yaşayacağız. Bize verdikleri büyük mutluluk için Masal, Mert ve Rüzgâr bebeklere teşekkür ediyoruz.
*Epe, Flöre ve Kılıç eskrimde kullanılan 3 silah çeşididir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder