29 Eylül 2013 Pazar

Sazova'da Son İyi Havalar

Bugün önce Memphis Cafe'de bir öğlen yemeği yedik. Ardından Espark'ta bir iki ihtiyaç için alış veriş yaptık. Hafta sonu çok güzel bir hava vardı. Biz de güneş inmeden Sazova Parkına uğradık.


Evet, bu scooter'ın da bir hikayesi var. Kısaca eşim iş yerinde ve okulda otopark ile gideceği yerin arasındaki mesafeyi daha hızlı gidebilmek için aldı. Yoksa böyle parklarda filan gezmek için değil :) 

Gölette çok güzel kuşlar var. Üstteki ördek cinsini ve siyah kuğuları ben ilk kez görüyorum. Parkın yeni misafirleri sanırım.
Yeri gelmişken belirteyim parkın içindeki açık hava sahnesinin olduğu yerdeki hanımlar tuvaletinin içinde bebek altı değiştirmek ve emzirmek için küçük bir kabin (oda denecek büyüklükte değil) yapılmış. Bana biraz "İşte yaptık, bebek odası var." demek için yapılmış gibi geldi çünkü öncelikle direkt tuvaletlerle aynı yerde olduğundan hiç hijyenik değil. Ayrıca çok küçük, koca parkta aynı anda onlarca bebek gezdiriliyor. Biz daha önce alt değiştirme ihtiyacımızı parkın içindeki kahvecide otururken oradaki çalışanların yardımıyla giderdik. Emzirmek için de önlük kullanmıştım.

22 Eylül 2013 Pazar

Emzirme Gereçleri

İlk 6 ay bebek emiyorsa anne için en rahat zamanlar bence. Bir yere gideceğiniz zaman mamayı unuttum mu, sıcak su getirdim mi, biberonu nereye koymuştum yok. Bebek acıktı mı hoop memede taze süt hazır. Maalesef her yerde bebek emzirmek için uygun ortam olmuyor ya da bazen bebek uygun yere gitmeyi bekleyemiyor. Bunun için ben emzirme önlüğümü yanımdan hiç eksik etmem.
Doğumdan önce ne kadar kullanışlı olabileceğini kestiremediğimden önlük almamıştım ama doğumdan sonra bir iki defa emzirebilmek için sıkıntı çekince biraz araştırdım. O zamanlar annem de bizdeydi. Bir önlüğün 20-30 TL olduğunu görünce "Ben sana önlük dikerim." dedi. Biz de kalktık bir gün Hamamyolu'nda bir kumaşçıdan 6 TL'ye bir metre kumaş aldık, oturduk kumaşın başına. Birlikte tasarlayıp kestikten sonra canım annem dikiş makinası olmamasına rağmen elinde dikti önlüğümü.
Ben o kadar memnun kaldım ve kullanışlı buldum ki yeni bebeği olmuş ya da olacak bir kaç arkadaşıma hediye etmek için annemleri bir ziyaretimizde bir kaç metre daha kumaş alıp 4-5 tane önlük diktirdim anneme. Emzirme önlüğü gezenti annelerin çantasında mutlaka bulunmalı bence.

Emzirme yastığı, emzirme önlüğü, süt sağma pompası gibi emzirme gereçleri emziren anneler için büyük kolaylık. Bu tür malzemelere ödediğim paralara hiç üzülmedim. Özellikle pompa durumun el verdiğinin en iyisi olmalı.

Pompayı doğumdan önce sırf özendiğim için almıştım. Ne kadar ve nasıl kullanacağımı bilmediğimden çok pahalı olmasın ama çok dandik de olmasın diye düşündüm. Kendi çapımda yaptığım araştırma sonucu Avent manuel pompa almıştım. Aslında oldukça memnun kaldım ama her bir meme için en az 15 dakika harcamak gerekiyor ve eller de bu işlem sırasında yoruluyor. Uykusuz bir annenin yarım saat daha uyuyabilmek için ne kadar istekli olacağını da eklersek manuel pompa biraz zorlayıcı oluyor. Eğer bir daha bebeğim olacak olursa tek seferde her iki memeyi de  sağan elektrikli pompalardan alırım.

Emzirme yastığına doğum öncesi bakış açım ise "Bunlar hep para tuzağı" iken hastanede oğlumu yoğun bakım ünitesinde emzirmeye gittiğimde kullandığım yastıktan sonra "Ay bu ne muhteşem bir şeymiş"e dönüşünce eve gelir gelmez eşim gidip bir emzirme yastığı aldı. Hem ilk günler masada yemek yerken popomu rahat ettirmek için kullandım hem de şimdi oğlanı ortasına oturtup oturma alıştırması yapıyoruz.



20 Eylül 2013 Cuma

Doğum doktoru nasıl seçilir?

Eşimle "Bizim de artık bir bebeğimiz olsun." dedikten bir süre sonra beklenen gecikmeyi yaşamıştık. Eczaneden iki tane ev tipi test kiti alıp evde pozitif sonuç elde edince doğal olarak heyecanlandık. Günlerden cumartesiydi ve en geç pazartesi bir doktora görünmek istiyordum. İlk başta gerçekten pozitif mi olduğunu öğrenmemiz yeterliydi daha sonra araştırıp kafama uyan bir doktor bulurum nasıl olsa diye düşünüyordum.
İşten izin almadan iş çıkışı gidebileceğim bir alternatif aradım. Acıbadem akşam sekize kadar randevu veriyordu. Çağrı merkezindeki çalışan "Hangi doktoru tercih edersiniz?" diye sorduğunda tabi ki benim aklımda hiç bir fikir yoktu, doktorların hiç birini tanımıyordum. Çağrı merkezi çalışanlarının konuşma hızlarının ne kadar yüksek olduğunu bilirsiniz. Bana o akşam randevu veren doktorları söyledi. Dinlerken sadece "Fatih" ve "Hulusi" isimlerini anladım. İki saniyelik düşünme süremde yürüttüğüm mantık şu oldu "Adı Hulusi olduğuna göre yaşlı biridir ve çok tecrübelidir." Tercihimi yapıp telefonu kapattım.
Pazartesi akşam eşimle gittik. Sıramız gelince doktorun odasına girdik. Kafamda çizdiğim profile hiç uymayan bir genç adamın karşısına oturduk. "Şikayetiniz nedir?" dedi. "Bir şikayetimiz yok, test yaptık pozitif çıktı. Teyit ettirmeye geldik." dedik. Bu arada ben bunun için kan testi yapılması gerektiğini zannediyordum meğer bebek 4-5 haftalık bile olsa ultrasonla görülebiliyormuş.
Doktor hemşireye bir şey söylemek için odadan çıkınca eşim hemen duvardaki diplomasına baktı. "Dokuz Eylül'den mezun olmuş, 77'liymiş. Adı da sadece Hulusi değil Hulusi Göktuğ imiş." diye bana da gerekli bilgileri verdi. Evet, bir bebeğimiz olacakmış. Buna mı sevineyim saflığıma mı şaşırayım bilemeden çıktık doktorun yanından.
Başka bir hastaneden daha önce yine tesadüfen gittiğim ama çok sevdiğim bir doktor daha vardı. Bir süre her ikisine de devam ettikten sonra ilk adına rağmen yaşlı olmayan doktorumuza devam etmeye karar verdim. Doktorumuz bize mühendis kafalı geldi, net, yalın, kesin bir yandan da sıcak... Kolay anlaştık hiç bir sıkıntı yaşamadık, ne zaman istesek ulaşabildik. Hamileliğim boyunca ve doğumdan sonra da iyi ki de o saçma değerlendirmeyi yapmışım dedim kendi kendime.

15 Eylül 2013 Pazar

Ev Yerleştirme Günü

Bu pazar ailecek evimizden çıkmadık çünkü bütün gün odaları yeniden tasarlayıp yerleştirmekle geçti. İşlerin çoğunluğunu sevgili eşim yaptı tabii. Eşim diye söylemiyorum emeğine sağlık harika bir iş çıkardı.
Gayet mütavazı bir 3+1'de oturuyoruz. Evin en küçük odasını okuma ve çalışma odası olarak tasarlamıştık. Geçen kış orayı daha verimli kullanabilmiştik ancak özellikle de bebek olduktan sonra çok daha sık çamaşır yıkama, kurutma ve ütüleme ihtiyacı doğduğundan kitaplarla dolu okuma odamız resmen çamaşır odasına dönmüştü. Daha aydınlık olan odayı oğlanın odası yapmıştık. Bizim yatak odamız ise evin en karanlık kalan odasıydı.
Bu eve taşındığımızdan beri gardıropları ayrı bir odaya koymayı istemiştim hep ama bir türlü denk getirememiştim. Sevgili ablamız ziyareti sırasında bizim çamaşır sıkıntısını görünce bize bir fikir verdi. Biz de bir şeyler katıp bugün artık fikirleri aksiyona dönüştürdük.
Gardıropları az ışık alan odada bıraktık. Oğlanın odasında duran fazladan tek kişilik yatağı o odaya aldık. Çamaşırlık, ütü masası ve ütüyü de oraya yerleştirdik. Artık çamaşırları aynı yerde serip, ütüleyip direkt dolaplarımıza kaldırabileceğim. Tabi burası aynı zamanda giyinme odası olmuş oldu.
Eskiden okuma odası olan küçük odayı ise bebek odası yaptık. Bir gün aldığımız önce emzirme işi için kullanabileceğim küçük ama sevimli koltuğu da buraya koyduk. Çok derli toplu fazlalık içermeyen güzel bir oda oldu. Fotoğraflarda henüz biraz dağınık.

Çalışma odasındaki Avrupa fiziki haritasını bebek odasında bıraktık.



En süperi ise uyuma, okuma ve oturma odasına dönüşen yatak odamız oldu. Üstelik eskisine göre çok daha fazla ışık alıyor. Artık daha aydınlık sabahlara uyanacağınız. Eskiden bebek karyolasının durduğu duvara kitaplıklar yerleştirdik. Rüzgar için aldığımız ay şeklindeki dekoratif ışığı kendimize sakladık ve yıldızlarla süsledik.




Karmaşanın içinde çocuklar da çok eğlendi.

Yorucu ama verimli bir pazar günü oldu.

11 Eylül 2013 Çarşamba

Eskişehir'deki AVM'lerde Bebek Bakımı

Avm'lerin bebekler için uygun ortamlar olduğu söylenemez. Kapalı ortam, çok fazla kişinin soluduğu hava, içerideki gürültü biz büyükleri bile sersem ediyor bazen. Peki hiç mi gitmiyoruz hiç mi gitmeyeceğiz bu yerlere. Elbette bir ihtiyacımızı karşılaşmak, arkadaşlarımızla buluşmak bazen de sadece değişiklik olsun diye gidiyoruz. 

Eskiden hiç umurumda olmayan bir alan olan "bebek bakım odası" artık benim için gittiğim yerlerin en önemli kriterleri arasına girdi. 

ESPARK




Bebek Bakım Odası: Var (2 adet, biri -1. katta diğeri 2. katta)
Odada; Espark için her bir odada
Lavabo: 1 adet
Alt Değiştirme Masası: 1 adet
Emzirme Koltuğu: 2 adet
Çöp Kutusu: 1 adet
Biberon Isıtıcı: -1. katta var 2. katta yok
Genel Temizlik ve Bakım: Odalar düzenli olarak temizleniyor. Ne zaman gitseniz kağıt havlu bulabiliyorsunuz.


KANATLI

Buradaki alana odadan ziyade bir kutu diyebiliriz ama işlevli bir kutu. Eğer merkezde bir yerlerdeyseniz Kanatlı bebeğinizin altını değiştirmek veya emzirmek için çok ideal olabilir.


Bebek Bakım Odası: Var (-1. katta)
Odada;
Lavabo: Yok
Alt Değiştirme Masası: 1 adet
Emzirme Koltuğu: 1 adet
Çöp Kutusu: 1 adet
Biberon Isıtıcı: Yok
Genel Temizlik ve Bakım: Oda temiz ve düzenli görünüyor.

(Kendi çektiğim fotoğraf)








ÖZDİLEK

Özdilek'in bebek odasındaki koltuklar konforda hepsini geçer.


Bebek Bakım Odası: Var (giriş katında)
Odada;
Lavabo: 1 adet
Alt Değiştirme Masası: 1 adet
Emzirme Koltuğu: 2 adet (turuncu ve sallanan koltuklar)
Çöp Kutusu: 1 adet
Biberon Isıtıcı: yok
Genel Temizlik ve Bakım: Espark kadar sık ziyaret ettiğim bir yer değil ama oda temiz ve bakımlı.




NEO

Benim bildiğim Neoplus'ta bebek bakım odası yok. Keşfetmiş ve kullanmış olan varsa bana da bilgi verirse sevinirim.














İyi gezmeler ve iyi alış verişler.

29.09.2013 tarihli GÜNCELLEME

Neo'da en üst katta Lcw ve Teknosa'nın arasından girilen koridorda bir bebek bakım odası varmış. Orada öyle bir alan olduğunu işaret eden hiç bir levha yok. Sadece mescidin orada olduğunu gösteren oklar var. Mescit yazısını takip ederseniz odaya ulaşabilirsiniz. Belli ki oda sonradan uydurulmuş çünkü önceden tuvalet olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Duvardan sifonu bile sökmemişler. Alt değiştirme masası çok yüksek ve üzerinde kötü bir malzeme var. Emzirmek için bir tane plastik sandalye konmuş. Odada lavabo ve kağıt havlu var. Çok mecbur kalmadıkça uğranası bir oda değil.

 (Kendi çektiğim fotoğraf)

(Avm'lerin fotoğraflarını internetten indirdim.)

Esnaf Sarayı Sınıfta Kaldı

Sevgili kedimiz Sakız'a mama almak için Esnaf Sarayı'na gitmiştik. Binada asansör var diye bildiğimden bebek arabasının sıkıntı olacağını düşünmemiştim. Maalesef asansör hayvan malzemelerinin satıldığı bodrum kata inmiyormuş. Aşağıya inen bir yürüyen merdiven var ama yukarı çıkmak için o da yok.

Ben bebek arabasıyla yürüyen merdiven kullanmaktan çekiniyorum. Dengenizi kaybedip minikle ve o kadar ağırlıkla birlikte düşebilirsiniz. Neyse aşağı inmek için güvenlik görevlisi yardım etti. Mamayı aldıktan sonra da düşünceli düşünceli bakındığımı gören dükkan çalışanı bir el attı da çıkabildik dışarı.

8 Eylül 2013 Pazar

Adalar'da Hafta Sonu

Bu hafta sonu ailecek Eskişehir merkezde dolaştık. Havalar iyice serinlemeden külahta dondurma alıp Adalar, Doktorlar gezindik. Etraf cıvıl cıvıl ve rengarenkti.

Rüzgar'ın ihtiyaçlarını gidermek için Kanatlı'nın alt katındaki minik bebek odasını kullandık. Acıkınca da bir Eskişehir klasiği olan Pino'da hamburger yedik.


Adalar rengarenk olmuş :)

Elinde valizi ile oradan oraya giden bir sürü genç gördük. Okullar açıldı, Eskişehir'in genç nüfusu iyice arttı.

5 Eylül 2013 Perşembe

Ek Gıdaya Başladık

Rüzgar artık 6 aylık oldu ve anne sütüne destek yiyeceklere başlama zamanı geldi. Aslında biz doktorumuzun tavsiyesiyle 4. ayda evde yapılmış yoğurt ve meyve püresine başlamıştık. Tabi henüz erken olduğu için sadece tadımlık ve yeni tadlarla tanışmalık ek öğünler yaptık.

Pazardan aldığımız taze kabak, havuç ve patateslerle lezzetli bir sebze püresi hazırladım. Önce sebzeleri küçük küçük doğrayıp buharda haşladım. Tencerenin içine koyacağınız ek bir aparatla bunu kolayca yapabilirsiniz. Sonra haşlanmış sebzeleri tel süzgeçten geçirdim. Sindirimi daha kolay olsun diye daha çok kabak yoğun bir püre yaptım. Son olarak da içine biraz sızma zeytinyağı ekleyip karıştırdım. Bunu günlük olarak hazırlıyorum.



Biz Turgutlu veya Ayvalık'tan aldığımız doğal sızma zeytinyağı kullanıyoruz. Tadına baktım da püre oldukça lezzetli oldu. Tabi bir patates, bir havuç ve bir kabağın tamamını bebeğin yemesi mümkün değil. Kalanı azcık tuz biraz zeytinyağı ile karıştırıp üstüne de zerdeçal serpip afiyetle yiyebilirsiniz.


4 Eylül 2013 Çarşamba

Yağmurlu Havanın Kuytusu Rüzgar'lı Havanın Uykusu

Bugün oğlumla yine meşhur çarşamba pazarımıza gittik. Ben Rüzgar 3,5 aylık olduğundan beri her hafta pazara gidip taze sebze, meyve almayı tercih ediyorum. Bebekle pazarda saatlerce gezmek tabi ki mümkün değil, zaten çocuk için uygun da değil. Bu yüzden en kestirme yoldan gidip belirlediğimiz tek pazar sokağından alışverişimizi yapıyoruz. Tabi alabildiklerimiz de bebek arabasının taşıma kapasitesiyle sınırlı. Bebek arabamızın sepeti oldukça küçük. Ben de yanıma büyük bez çantalardan alıyorum. Malzemelerin birbirlerini ezmemelerine dikkat ederek 5 kg filan sebzeyi bu şekilde taşıyabiliyorum. Kafadan bir hesap yaptım, bugün yaklaşık 10 kg malzemeyi eve taşımışız, hiç de az değil.

Hava biraz serin ve rüzgarlıydı. Bu yüzden yazın bebişi güneşten koruyan örtümüzü bu sefer rüzgar siperliği olarak kullandık. Ayaklara çorap artı patik giydirdim. Bir de penye battaniyemizi aldık. Aslında arabayı küçük koltuğuyla birlikte kullandığım için bebek kuytuda kalıyor ama yine de başına penye bir bere geçirdim.





Boşuna dememişler "Yağmurlu havanın kuytusu, Rüzgar'lı havanın uykusu" diye. Bizim oğlan daha pazara varmadan uyuyakaldı. Bağıran pazarcılara rağmen dönene kadar da uyudu.

3 Eylül 2013 Salı

Kuzen Ziyareti Haftası

Geçtiğimiz hafta Rüzgar'ın halası ve kuzeni Kıbrıs'tan bizi ziyarete geldi.

25.08.2013 pazar günü Sazova parkında Geleneksel Okçuluk Gösterisi'ne gittik. Rüzgar'ın karnı acıkınca Kahve Evi'ne uğradık. Önlük altında tumbak doyurmacanın ardından bez değiştirmemiz gerekti. Kafenin bu işler için özel bir alanı yok ama görevliler bize paravanla ayrılmış bir yer ayarladılar. Rüzgar alt değiştirdiğimiz yerdeki minik akvaryuma bakarken işimizi kolayca hallettik.

Atlı göstericiler bir harikaydı. Göremeyenler için birkaç fotoğraf ekliyorum.








Pazartesi Ayvalık'tan babanemiz de geldi. Salı & Çarşamba kızlar ve Rüzgar ile çarşı, Espark gezip alışveriş yaptık. Perşembe günü balmumu heykeller müzesine gittiğimizi yazmıştım. (Müze gezimiz)

Cuma günü dayısı İpek'i Uzay Evi'ndeki gösterime götürmek istedi. Biz Rüzgar'la Galaksi Kafe'de oturduk. Rüzgar bey uyudu. Kuzeni oğluma odası için fosforlu yıldızlar almış. Babası da çocuklar için etkinlik kitabı almış.


Hafta sonunu daha çok evde sakin etkinliklerle geçirdik. Uzun kahvaltılar, Porsuk boyunda gezmeler...




Bugün de misafirlerimizi uğurladık. Sevdiklerimizle dolu dolu çok güzel bir hafta geçirdik. Rüzgar'ı biraz yorduk. Şimdi sakin bir kaç gün geçirme zamanı...